Inglés | Turco | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | trick into v. | kandırmak | ||
George was tricked into buying the land. George arsa satın alırken kandırıldı. More Sentences |
Inglés | Turco | |||
---|---|---|---|---|
Phrasals | ||||
Phrasals | trick (one) into (doing something) v. | (birini bir şey yapması) için kandırmak | ||
She felt she had been tricked into marriage. Mary evlenmek için kandırıldığını düşünüyordu. More Sentences |
||||
Phrasals | trick (one) into (doing something) v. | (birini bir şey yapması) için oyuna getirmek | ||
She felt she had been tricked into marriage. Evlilik için oyuna getirilmiş olduğunu hissetti. More Sentences |
||||
Phrasals | trick (one) into (doing something) v. | (birini) kandırarak (bir şey) yaptırmak | ||
Phrasals | trick (one) into (doing something) v. | (birine) üçkağıtla (bir şey) yaptırmak |